Şiir şitesi, usta ve amatör şairlerin birbirinden güzel duygu dolu şiirleri...
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Son Eklenen Şiirler:
Hata Benim!
(26)
Göremedim maskeleri
Hata benim, hata benim!
Yiyip durdum fiskeleri
Hata benim, hata benim!
Her güleni dost sandım ben
Yalanlarına kandım ben
Neticede ben yandım ben
Hata benim, hata benim!
Dost acısına ağladım
Yürekçiğimi dağladım
İnsana umut bağladım
Hata benim, hata benim!
Bir dediklerim beş dedi
Ödedim onca diyeti
Göremedim art niyeti
Hata benim, hata benim!
Çoğunun iki yüzü var
Hem bayırı hem düzü var
Çekilmeyecek nazı var
Hata benim, hata benim!
İnsan insanın kurduymuş
Meğerse cebi yurduymuş
Menfaat gizli şartıymış
Hata benim, hata benim!
İnsandır insana düşman
Güvendiğime bin pişman
Hatadır peşinde koşman
Hata benim, hata benim!
Kırk yıllık ahbap, tanıştır
Dostluğu sahte, yan(l)ıştır
Bu kaçıncı aldanıştır?
Hata benim, hata benim!
Özü çamur, çamurlaşır
Laçkalaşır, hamurlaşır
İster ağla, ister şaşır!
Hata benim, hata benim!
M. NİHAT MALKOÇ
Hayatımın Anlamı
(24)
Hayalin ile bırakta öylece yaşayım
Sevmezsen bari hor görme beni saygı duyarım
Senden kalan tek tesellim inan ki bu duygu
Hayatımın anlamı kalpteki aşkımın sevgi huzuru
Beni ben gibi gerçekten seversen bir gün anlarsın
İçten bir sevgiyle tendeki canla benim seni seven
İçimde bir his var yılgın sevda rüzgarının esen yeli
Hayatımın anlamı ayrılık çoktan vurmuş yürekten ikimizi
Ali ÇETİNKAYA
Beni Düşünme
(35)
Kalbimin sızısını gözyaşların da seni saklarım
Kaderime ben boyun eğerim sen üzülme isterim
Sensizde yaşamayı bilir bu acıya dayanırım elbette
Farz et ki ihanet ettim sen yaşamana bak beni düşünme
Mutluluğun aşk yolunu seni gerçekten seven ile tut
Eski mazinin anılarını benimle birlikte hemen unut
Bu hayat ben yokken de geçecek bu devran sevgilim elbette
Farzet ki ben bir zalimim sen yaşamana bak beni düşünme
Böyle olmasını en başından belli ben istedim biliyorum
Ne sana sahip çıktım Ne de seni yürekten sevmeyi bildim
Seni seven biri çıkınca yelken açıp seveceksin elbette
Farz et ki biz ayrıldık sen yaşamana bak beni düşünme
Ali ÇETİNKAYA
Derdimi Dermanı Güllerin Sultanı
(34)
Derdimi dermanı güllerin sultanı
Gönlümün ilacısın ya Nebiallah
Ümettin seni özler gönüller sultanı
Ya Resulullah Ya Habibullah
Sen göçünce yalan dünyadan
Dünyayı zülüm sardı kana boyandı
İnsan dünyayı ebedi sandı
Ya Resulullah Ya Habibullah
Ağlar sana dağlar taşlar
Yolunda fedadır nice başlar
Gözlerimden akar yaşlar
Ya Resulullah Ya Habibullah
Yüzük
(37)
Parmağında var altın bir yüzük
Cebinde kalmış sadece bir yüzlük
Gelene geçene hava atıyor
Kendini bulunmaz hint kumaşı sanıyor
Yolda yürürken kendinden çok emin
Gelene geçene selammı verdin
Selamı almazsın ne Senin derdin
Kendini bulunmaz hint kumaşı sanıyor
Üstünde aldığın yeni bir gömlek
Yemek yediğin sadece var bir çömlek
Ölse gitse 2 metre bezle gömülecek
Gelene geçen hava atıyor
Kendini bulunmaz hint kumaşı sanıyor
Sağına soluna eyvallah demez
Önüne konulan yemeği beğenmez
Etlimi etsizmi diye soruyor
Kendini bulunmaz hint kumaşı sanıyor
Derdi çok paylaştığı kimse yok
Hastalanıp yatağa düşse çorba yapan yok
Hal hatır sormak için kapısını çalan yok
Takılıp düşse el verip kaldıranı yok
Kendini bulunmaz hint kumaşı sanıyor
GİZLİ GİZLİ-2
(40)
Kalp sever seni öylece uzaktan gizli gizli
Sevdası içimde korkma çıkmaz ama sorma birisi
Nasıl bir acıdır ki yüreğimde kalır anısının sızısı
Yasakmısın yada haram mı gözyaşlarım da derin ve saklı yarası
Farkına varsaydın sana olan sevgimin bir defa içim yanmazdı
Seni seveni bilsen bile o kör olan yüreğin beni asla anlamazdı
Her gece resmine bakıp bakıp sesizce sensizliğe ağlamazdım
Mutlu hayalleri seninle düşlerken bir başkasını sevemezdim
Nerede biter hiç bilmiyorum yarınsız aşkın hikayesi
Görmezden gelsen bile seven kalbim seni sever gizli gizli
ALİ ÇETİNKAYA
BAHAR GÖZLÜM
(35)
Yaşarken öldüğüm tek gün yokluğun hayatımın anlamı
Günlerim zehir gecelerse bana ıstrap haram
İçimde kanar durmaz kimse bilmez yürekteki yaramı
Tanrıdan tek dileğim kalpte sevgiye yer yok bilsin istiyorum..
''Bahar Gözlüm''
İsyanım tanrıya değil ki sensiz geçen kaderime
Yaşamadan geçen mutsuz günlerimizin hasretine
İhanet edemem ki ben şimdi o kutsal sevgimize sevgilim
Tanrıdan tek dileğim beni onun yanına alsın istiyorum..
''Bahar Gözlüm''
Ben şimdi sensiz yaşayan ölüyüm neyleyim
Maziyi senden geriye kalan resminle özlüyorum
Bilinmeyen diyarlardasın ben çok iyi biliyorum
Tanrıdan tek dileğim ahir hayatta kavuşmak istiyorum..
''Bahar Gözlüm''
ALİ ÇETİNKAYA
GÜLÜM
(32)
Sen sevginin en neşeli ve saf halisin
Tarifsiz bir duygunun sevinçi var içimde
Güler yüzlü cana yakın sıcak kanlısın
Gerçek aşkı buldum yürek ikizim kalbinde
İçten bir duyguyla kalbim candan sevdi aşkını
Sevgiyi ilk defa yüreğinin sevdasında tattım
Acıları unutturdun bana her şey geride kaldı
Ben yalnız senin kalbinde huzurla mutluyum
Aşka sevgiye susayan canıma cansuyu verensin
Gönül bahcemin çiçeği senin aşkına talibim
Bu hayatta karşılıksız benim tek sevenimsin
Gelecek yarınlarda mutululuğun sözünü veririm
Yemin ederim inan bana bir ömür seni mesut ederim
Bir dediğini inan ki iki etmez el üstünde tutarım
Gökyüzündeki kayan yıldızlardan hep seni sorarım
Sen sev yeterki ben senin herşeyine saygı duyarım
Aşkımıza sağdık olalım ve hep sahip çıkalım
Aşkımın Aşkıyım Aşkına aşığım
AŞK-I SEVDAM..
''GüLüM''..!!
Ali ÇETİNKAYA
Sayıklamalar
(36)
Ölüm sükûta kanış, hayattan elenmektir
Bir nefes ötemizde, sonsuza bilenmektir
Kulun fikri sorulmaz, göklerden gelir karar
Toprak bir yorgan gibi üzerimizi sarar
Eser bir deli rüzgâr, pencereler kapanır
Ölüm bir küheylanlar, üzerine abanır
Ucu ölüme varır, düzene koy hayatı!
Bedenin buz kesilir, olur taştan da katı
Hayat bir mum misali, yanıp da bittiğin gün,
Yeni bir başlangıçtır dünyadan gittiğin gün
Giyindiğimiz kefen, değişmeyen modadır
Berzah derin bir uyku, kabir sade odadır
Her günü bir tanedir, ömür nar misalidir
Sarıp sarmalar seni, kefen yâr misalidir
Dilin söylemez olur, damarda kanın donar
Beride sönen ışık öte tarafta yanar
İmkânın dişlisini kırınca muhalimiz,
Yarına bırakılmaz bugünkü sualimiz
Hayat sürüp giderken çomağı sokar bir el
Ölüm kimine kabus, kimilerine güzel
Kervan kervan üstüne, sonu yok bu gidişin
Can tenden çıkmadıkça dünyada bitmez işin
Bir zaman sen gülerken ağlardı birileri
Ölüden daha ölü dünyanın dirileri
Hayat gün ortasıdır, ölüm karanlık gece
Can taşıyan kim varsa teslim olur bu güce
'Bir varmış bir yokmuş'tur, bir masaldır bu ömür
Tutuşur can çırası, geriye kalır kömür
Pişman olmamak için sırtını Hakk'a daya!
Gerçeğe uyanınca bitecektir bu rüya
M. NİHAT MALKOÇ
Himmet Beklerim
(42)
Kaybettim ümidimi, var mıdır gören ?
Şaşırdım yolumu, var mıdır bilen ?
Lâ-mekan olup da gönlüme giren
Ayandır Halim sana, himmet beklerim !
Dünüm zarar, bu günüm gör ne haldedir
Ayağım dikende lâkin, Aklım güldedir
Hatalar, kusurlar hep, bu tendedir
Secde kıldım sana, himmet beklerim !
Nedir bilmem gâyesi, nankör nefisin
Yoldaşı olmuş dersin, melûn iblisin
Hâl-i rûhiyetini, bir sen bilirsin
Medet yâ-Hû, himmet beklerim !
Tadamıyor bir türlü, hazz-ı amelden
Kurtulamıyor bir türlü, sırtındaki semerden
Sen ikramı eylemezsen, ne gelir elden ?
Hikmetine râm oldum, himmet beklerim !
Öyle Bir yoldayım ki sanki sırât'tir
Bir yanım Cehennem, bir yanım Cennettir
Lâkin, bilirim ki; hakikat tektir
Merhâmet eyle ya Râbb, himmet beklerim !
Bilirim sendedir, dermanı derdimin
Bilirim kimsenin değil, bütün suç kendimin
Tarifi yok, ölçüsü yok, sana olan sevgimin
Mâşukun olmuşum, himmet beklerim !
Yazsın artık ne olur, Gönül kalemim
Vermesin gâyrı yêis, kalpte êlem'im
Merhametine muhtaç, âciz kölenim
Ya Râbbe’l Âlemin, himmet beklerim !
Sonbaharla Hasbihâl
(36)
Sonbahar geldiğinde yaprak ayrılır daldan
Ömrün bu son faslında ne aldat ne de aldan!
Tabiat aynasını gönül gözüyle seyret!
Zamanın kıyısında ne değiştirir gayret?
Bu son fasıldır belki, şimdi sonbahardayız
Ateş denizlerinde barut gibi hardayız
Gece gündüze gebe, leylin ahiri nehar
Bu yol nereye varır, anlat bize sonbahar?
Zaman yemyeşil şalı varsın üstünden atsın
Şair ne güzel demiş, mevsim değil sanatsın
Sanki kanın çekilmiş, sana ne haller oldu?
Hasta mısın sonbahar, benzin sarardı soldu?
Bir hüzzam bestesisin, hüzünlere gark oldun
Ömür değirmeninde döne döne çark oldun
Ötekiler duyarken bir sen işittin beni
Geride kaldı gölgem, arkadan ittin beni
Yaza meydan okudun, saltanatını yıktın
Muhteşem bir tablosun, hangi fırçadan çıktın?
Üstündeki gömleği meçhul bir el çıkarsın
Sen ki dünden bugüne kan yaş olup akarsın
Esti bir deli rüzgâr, savurdun ve savruldun
Hasretin sıcağında küle döndün, kavruldun
Kucağını açmışsın can veren yapraklara
Altından yorgan oldun simsiyah topraklara
Mâziyi yâd eyledin, bir âh çekip derinden
Güller küle dönüştü hicranın kederinden
Akrebin kıskacında zamanı aşıp durdun
Önce tebessüm ettin, sonra ağlaşıp durdun
Renklerin paletinde ölümün rengi sende
Bir güneş yanığısın hayatın dengi sende
Sonbahar, ömrümüzün nihayetisin belli!
Bu dünyada hiç kimse kalmayacak temelli
M. NİHAT MALKOÇ
AŞK VE SEVGİ
(58)
Duygularım hayal kırıklığı ve duman altı
Ayrılık zaten gülüm bir tek sana yaradı
Süzülürken yürekten gözyaşların sızısı
Aşk ve sevgin yalanmış kalbim zor olsada geç anladı
Üzülme ilk defa beni terk eden sen değilsin
İstedim ki iki seven yürek sevginin değerini bilsin
Yarım kalan mutluluklara alıştım beni merak etme artık
Aşk ve sevgini unuturum zor olsada seni kalpten atmak
Ağlasam sızlasam neye yarar ki bu aşkın uğruna
Somumuz ayrılıkmış belli değil mi baksana sonuna
Şimdi uzak diyarlarda iki farklı hayatın yolundayız
Aşk ve Sevgi mi? kırık kalbimiz ve biz bak gör son demindeyiz
Ali ÇETİNKAYA
şiirsitesi.com