Gerçekler Şiiri
Gerçekler
Yolculuk ile başlar anlamadığın hasretler,
İçten içe çekişmelerin vuslatı mahveder.
Uzaktan duymalısın vapurların seslerini,
Gördüm herkesi, yarı yolda pes ettiklerini!
Sırtına takmışsın çantayı yanında bir valiz,
Yalnızlaştıkça içinde bulunur garip bir his.
Sakın söylenip durma "burası nasıl imtihan?"
Elbette çıkış kapısı var kalpten buna inan!
Pişmanlıklar araladı perdeyi her yer buhran,
Yüce makamda derinliğini bulsan da umman.
İstanbul günlerdir karanlığa teslim oluyor,
Bağırdım nedeni belli artık sesim gelmiyor.
Gidiyor musun bu topraklarından Eyüpsultan?
Şimdi leş yığınlarını biriktir Caddebostan!
İçlerimizden de gelmiyor ki son raddem olsan,
Etrafım merkep doldu bir kerelik âdem olsan!
Düşmanlık değil bu herkesin rahatlığı için,
Ecdat hatırına yaşıyorsunuz paha biçin.
Nedense sofranızda eksik olmuyor ziyafet?
İşte budur Allah tarafından en güzel nimet!
Ey vatan! Üstündeki nedir böyle cümbüşlerin,
Damarda gezen ahlaksızların yürüyüşleri...
Nedense toplumu hedef aldım içimde aşk yok,
Öyle demedim ki, nasır tutan kalbimde taş yok.
Bazı öğretimde bir ahlak gerekli topluma,
Kafamda ki çizdiğim tablolar gelir aklıma:
“Yüksek mevkilerde habersiz olan suratları”,
Vaktiyle gösterir manipüle pusatlarını.
Gelir bir gün anlamadığım yol vaziyetlerim,
Köşedeki komodinde dursun vasiyetlerim!
Yok olduktan sonra kırılır bütün zincirlerim.
Konuşsunlar değişir mi ki sabit fikirlerim?
Kısacası sizler de faydalı işe yönelin.
Tam anlamıyla birilerinin adını andık,
Daha ulaşabileceğimiz yola varmadık.
48 kez okundu.