add Şiir Ekle   user Şair Girişi    register Kayıt  

Şiir şitesi, usta ve amatör şairlerin duygu dolu şiirleri

Yeni Eklenen Şiirler

Payidar
Kapkaranlık mazimizde en aydınlık sendin.
Tebessümün bir buse kondururcasına masum,
Gözlerin, gitme dercesine efkarlı

Leyla ile Mecnun gibi değiliz,
Ferhat ile Şirin hiç değil!
İşte seni başka yapan bu
Eşsiz olman.

Seni o limanda bıraktığım gün,
Döndüğümde bulacağım umuduyla ayrıldım.
O gün kendi elimle yazdım fermanımı,
Nedenini sormadan...

Şu fani dünyada herkes gönlümden birer birer koptu.
Ama biliyorum,
Bir tek Aşkın Payidar.
İsimsiz Şair

İsimsiz Şair Şiirleri

Uzansın Buğday Başakları
Uzansın Buğday Başakları

Kır çiçeklerini toplarken, bir buket yaparken
Uzansın sevdiğim mübarek elleriniz bana

Kabuslardan ve korkulardan uyandığım anda
Uzansın Sultanım güzide elleriniz bana

Kaygılar, evhamlar sıklaştıkça, işte o anda
Uzansın Seyyid Abdülbâki elleriniz bana

Sofi olmak hayalimdir, bana dua ediver
Uzansın buğday başakları, kendi tarlasında

Sen zahmet etme ve de yorulma boşu boşuna
Gelivereyim Kahta Menzil'e yanı başına

Barış Sağlam
Barış Sağlam

Barış Sağlam Şiirleri

Unutmadım yar
Eller aldı seni benden
Çok sevmiştim seni senden
Yıllar geçti unutmdım yar
Unutmadım yar unutmadım

Saçlarıma ak düştü
Şu gönlüm sana küstü
Küstüm amma unutmadım yar
unutamadım yar unutmadım

Kar yağdı saçlarıma
Yine sen geldin aklıma
Sensiz hayat harap oldu
Unutmadım yar unutmadım

Hayat hatcesiz olmuyor
Yine güneşim doğmuyor
Gecem uykusuz geçiyor
Unutamdım yar unutamadım
Halim CAMGÖZ

Halim CAMGÖZ Şiirleri

YÜZLÜK NİNESİ
Memleketten evimize dönmek için çıktık yola,
Dolmuş durağında verdik kısa bir mola,
Komşu çocuklar koşarak geldiler yanımıza,
Biraz bekleyin ninemiz geliyor uğurlamaya,
Sultan nineyi görünce, hayıflandı az kaldı ağlaya,
Koştu nineyi daha çok yormadan vedalaşmaya,
Darılmamış, hediyeyle gelmiş vedalaşmaya,
Elinde dualı, güneş görmüş dut pekmezi hediyesi,
Kusurumuzu hoş görmesi, duası en değerli hediyesi,
Unutturulanları, hatırlatması hüzünlü hatırası,
Gönlümüzde, dualarımızda her daim hatırası,
Kağızman’ın en yaşlı eli öpülesi yüzlük ninesi!
ZEHİR ZEMBEREK

ZEHİR ZEMBEREK Şiirleri

YOKTUR ÇOKTUR
Şeytana tapanların vicdanı yoktur,
Vicdanlı insanlara kinleri çoktur,
Yalanları, hileleri, tuzakları çoktur,
Her şeyi satarlar, paraları çoktur,
Cip taktıran köle olur dönüşü yoktur,
Hastalık olmasa da ölümsüzlük yoktur,
Adalet, eşitlik, özgürlük onlarda yoktur.
ZEHİR ZEMBEREK

ZEHİR ZEMBEREK Şiirleri

Çare
Dünya gelir gider bi çırpı zamanda
Olmadı düştüğümde ondan başka yanımda
Aramaz oldu bu gözler kalbinin ilacını
Anladım , sevgi bi yalandı

Tek geldik tek gideriz fani konaktan
Kalbimizi doldurduk çaresiz yaralarlan
Rab ne güzel eyler,
Çözer amansız acıyı zamanlan

Livanerin sözleri , yazar kalpten hissettiğini
Yaşamadığını almaz kaleme, zamandır en güzel çare
Göklü Allaha secde , huzur dolar kalbe zikirle
Gelip geçici bir handa, bu kadar üzülmek sence mi çare..
Sefa Şahin

Sefa Şahin Şiirleri

Tuzak
Nefes kadar yakın sen kadar uzak
Kalbin artık benim için bir tuzak
Gül sandım diken çıktın
Allaha yakın ol bana uzak

Seni sevdim ben sana tutsak
Gözlerini sevdim bana tutsak
Sensiz geçmez geceler
Yıldızlar bile sana tutsak

Kalbimin sıcaklığı halen bana uzak
Senin yanında olan kalbim bana tuzak
Beni artık bana geri ver
Bitsin artık bu tutsak
Sefa Şahin

Sefa Şahin Şiirleri

Yolcu
Aşk verdim bir vefasıza
Cananı geçip sevdim imansızca
Kıymet nedir bilmedin
Kıydın bana acımasızca

Uğraştım kalbimi verdim sana
Beni tanımamış olsanda
Canımı alan sensin benim
Azrail geldi bak amansızca

Kitaplarda aradım seni defalarca
Yazmadı kelimeler seni başımda
Kalbim artık hissetmiyor
Azrail sen oldukça
Sefa Şahin

Sefa Şahin Şiirleri

Çok Okunan Şiirler

6 Şubat - Eğme Başını
demiri, çimentosu çalınmış
bir bina enkazının
soğuk betonları altında kaldı çocukluğum.
yıkılan, kırılan, dökülen ömrümden
geriye tek kalan;
rakamlara esir düşmüş
akreple yelkovan
ve bir saat
sıfır dört on yediye takılı kalan.
‘’kısa sürer’’ diyenlerin aksine inat
oldukça uzun sürdü
iki bin yirmi üç altı şubat…
Barış Çiviroğlu

Barış Çiviroğlu Şiirleri

Bir Dünya Düşünürüm
Bir dünya düşünürüm
İlk günden beri;
Açılmış da masallar gülü
Hırsın, kinin kapısı kapanmış,
Yüzlerdeki gülümseme çocuksu,
Gözlerde sevginin ışığı yanmış...
Bir dünya düşünürüm,
Ülküsü kardeşlik.
Yaşlılar korkusuz, çocuklar mutlu
Ve yaşatan sevinçler için yarışta gençlik...
O güzelim dünya ki yüzyıllardır
Bütün altın kalplerce arzulanmış...
Bir dünya düşünürüm;
Sarısında, siyahında, beyazında
Yürekler hep aynı anlayışla çarpar,
Aynı rüzgârla okşanır özgürlük çiçeği bayraklar...
Ararız bir olimpiyat şenliği yer yüzünde,
Düşlerimiz mavi "Arkadia" sabahlarına uzanmış...
Bir dünya düşünürüm:
Öylesine günlük güneşlik,
Orda her şey iyilik, güzellik, dostluk üstüne
Bir dünya düşünürüm bir dünya
Aklın aydınlığında
Duygunun selinde yıkanmış.

Coşkun ERTEPINAR
Coşkun ERTEPINAR

Coşkun ERTEPINAR Şiirleri

Memet
Karşı yaka memleket,
sesleniyorum Varna'dan,

işitiyor musun?

Memet! Memet!


Karadeniz akıyor durmadan,
deli hasret, deli hasret,
oğlum, sana sesleniyorum,

işitiyor musun?

Memet! Memet!

Nazım Hikmet RAN
Nazım Hikmet RAN

Nazım Hikmet RAN Şiirleri

Bursa'da Zaman
Bursa'da bir eski cami avlusu.
Küçük şadırvanda sakırdayan su;
Orhan zamanından kalma bir duvar...
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar,
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü.
İçinde gülüyor bana derinden.
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden
Ovanın yeşili göğün mavisi
Ve minarelerin en ilahisi.
Bir zafer müjdesi burada her isim:
Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim
Yaşıyor sırrını geçmiş zamanın,
Hala bu taslarda gülen rüyanın.
Güvercin bakışlı sessizlik bile
Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle,
Gümüşlü, bir fecrin zafer aynası,
Muradiye, sabrın acı meyvesi.
Ömrünün timsali beyaz Nilüfer,
Türbeler, camiler, eski bahçeler
Şanlı hikayesi binlerce erin,
Sesi nabzım olmuş hengamelerin

Nakleder yâdını gelen geçene
Bu hayalde uyur Bursa her gece,
Her şafak onunla uyanır, güler.
Gümüş aydınlıkta, serviler, güller
Serin hülyasıyla çeşmelerin, şiirsitesi.com
Başındayım sanki bir mucizenin.
Su sesi ve kanat şakırtısından
Billur bir avize Bursa'da zaman.

Yeşil türbesini gezdik dün aksam,
Duyduk bir musiki gibi zamandan
Çinilere sinmiş Kur'an sesini.
Fetih günlerinin saf neşesini,
Aydınlanmış buldum tebessümünle,

İsterdim bu eski yerde seninle
Baş başa uyumak son uykumuzu.
Bu hayal içinde... Ve ufkumuzu.
Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk,
Havayı dolduran uhrevi ahenk.
Bir ilah uykusu olur elbette
Ölüm bir tılsımlı ebediyette,
Belki de rüyası büyük cedlerin,
Beyaz bahçesinde su seslerinin.

Ahmet Hamdi TANPINAR
Ahmet Hamdi TANPINAR

Ahmet Hamdi TANPINAR Şiirleri

Hırs
Sen kaçan bir yavru ceylansın dağda,
Ben peşine düşmüş bir canavarım,
İstersen dünyayı çağır imdada
Yeryüzünde bir sen bir de ben varım!

Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim,
Sarıp vücudunu hayali kollar,
Enseni yakacak ateş nefesim.

Kimsesiz odanda kış geceleri
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: "Odur sarsan pencereleri!.."
De ki: "Rüzgar değil odur haykıran!"

Göğsümden havaya kattığım zehir
Solduracak bir gül gibi ömrünü,
Kaçıp dolaşsan da sen şehir şehir
Bana kalacaksın yine son günü.

Hırsım gibi sonsuz yaşarsan sen de,
Ben ölümle sırdaş olur beklerim.
Hırsıma toprağı rakib etsen de,
Mezarında bir taş olur beklerim.

Necip Fazıl KISAKÜREK
Necip Fazıl KISAKÜREK

Necip Fazıl KISAKÜREK Şiirleri

Çanakkale Destanı
Yıl 1915
18'indeyiz Martın.
Kendine gel biraz!
Pek tekin değildi Çanakkale'nin suyu,
Geçilmez bu boğaz...
Geçilmez bu boğaz...
Bizi
Ne topun yıldırır,
Ne kurşunun.
Çünkü artık
Başladı cengimiz.
Er meydanında bulunmaz dengimiz...
Sen misin Mustafa Kemal'im ileri diyen?
İşte fırladık siperden.
Sırtına yüklenmiş kahraman
Seyit 276 kiloluk mermiyi,
Koşuyor bataryasına ateşler içinden.
Bu mermi denizlere gömecek Elizabet'i Buvet'i...
Yanıyor bugün Anafartalar yanıyor,
Denizler yanıyor,
Dağlar yanıyor.
Zafer bizimdir artık
Düşman zırhlıları batıyor...
Türk'üm,
Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere.
Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz.
Kimimiz gazi.
Hiç değişmez bu yazı.
Dünyada her yer geçilir belki
Lâkin geçilmez Çanakkale Boğazı..

Fahri ERSAVAŞ
Fahri ERSAVAŞ

Fahri ERSAVAŞ Şiirleri

Sanat
Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
Bizim diyarımız da bin bir baharı saklar...
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek,
İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar.

Sen, kubbesinde ince bir mozaik arar da
Gezersin kırk asırlık bir mabedin içini,
Bizi oyalandırır bir hat görsek duvarda,
Bize heyecan verir bir parça kırık çini...

Sen raksına dalarken için titrer derinden
Çiçekli bir sahnede bir beyaz kelebeğin,
Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin.

Fırtınayı andıran orkestra sesleri
Bir ürperme getirir senin sinirlerine,
Istırap çekenlerin acıklı nefesleri
Bizde geçer en hazin bir musiki yerine!

Sen anlayan bir gözle süzersin uzun uzun
Yabancı bir şehirde bir güzel heykelini,
Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun
Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini...

Başka sanat bilmeyiz, önümüzde dururken
Söylenmemiş bir masal gibi Anadolu’muz
(Harcanmamış bir mevzu gibi Anadolu'muz:)
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken,
(Arkadaş, biz bu yolda mâniler tuttururken,)
Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz!

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL Şiirleri

Adamın Biri
I.
Çifte koştuğun öküzler,
Senin kadar yorgun değil kardaş!
Sen ki kış ve yaz düşünceli
Sen ki kış ve yaz yalnayak!

Ne esnaf ne tüccar ne efendi
Senin kadar değil düşünceli
Senin kadar yorgun değil kardaş!
Sen ki kış ve yaz düşünceli,
Sen ki kış ve yaz yalnayak!

Sevmesi sana mahsustur
Yüreğin hükmedince,
Boynunun damarları kabararak
Türkü söylersin söyleyince,
En iyi sen gülersin,
Ölürsen öl deyince,
Sana mahsus çalışmak.
Sen ki kış ve yaz düşünceli,
Sen ki kış ve yaz yalnayak!

II.
Sırtında meyve küfesi,
Başında hasır şapka,
Dolaşır durursun akşama kadar
Sokaklarda.

Kadınlar görürsün incir gibi,
Utanır incire yemiş dersin.
Evler görürsün saraylar gibi
İçini bilemezsin.

Yükün hafifleyince akşam üstü
Sessizce dönersin yattığın hana,
Rahat bir döşek serer kahve peykesi
Kemikleri sızlayana.

Uykular da sinemalar gibidir
Ablak yüzlü kadınlar terini siler.
Halden armut alırsın beş liraya,
Memleketten gelir hemşeriler.

Sırtında meyve küfesi,
Başında hasır şapka,
Dolaşır durursun akşama kadar
Uykularda.

Cahit KÜLEBİ
Cahit KÜLEBİ

Cahit KÜLEBİ Şiirleri